'Suna Özüdoğru, Zafer Özata, Bal ve Kan'

'Suna Özüdoğru, Zafer Özata, Bal ve Kan'

Samsun'un usta kalemi Akın Üner, yaşadığımız kentin nabzını Samsun Son Haber'de tutuyor.

"SUNA ÖZÜDOĞRU, ZAFER ÖZATA, BAL VE KAN"

Cumartesi günü denk geldi, hemşerimle birlikte zaman geçirdim.

Bizim memlekete boşuna "Bal ve Kan" demiyorlar. Bir yanında düğün dernek, öbür yanında hüzün.

İnsanımızın ruhuna işlemiş.

Ben de aynı anda hem kan misali acı, hem bal misali tatlı bir gün geçirdim.

Öğle üzeri Asri Mezarlıktaydım. Suna Özüdoğru ablamın cenazesi için toplanan kalabalığın içinde bir katre misali eriyip gittim.

Bilenler bilir: Rahmetli Suna Abla, "Rumeli Hanımefendisi" sıfatının vücut bulmuş haliydi. Yol yordam bilir, sözü dinlenir, saygı görürdü.

Suna Abla'yı tarif edin diye sorsalar, kimisi onu "Osmanlı gibi kadın" diye tarif ederdi, kimisi ise "örnek cumhuriyet kadını" tanımını yakıştırırdı.

Gerçekten de karakter sahibi, saygın bir ablamızdı.

Rumeli kültürünü tastamam yaşar ve yaşatırdı.

Samsun Mübadele Derneğinin kuruluşunda emekleri oldu. Yetiştirdiği evlatlar da onun gibi çevrelerinde sevilen, saygı gören, vatansever, Atatürk sevdalı insanlar oldu.

Yaşı ilerleyince Rumeli sevdalısı bayrağını evlatlarına teslim etti. Şimdi onlar, annelerinin izinden gidiyorlar.

Allah rahmetiyle muamele eylesin. Suna Ablamızı çok özleyeceğiz.

*

Akşamüzeri direksiyonu Ladik tarafına kırdım. Akdağ'ın eteklerinde hoş bir Rumeli akşamı yaşadık.

Değerli arkadaşım Zafer Özata, oldum olası doğayla iç içe yaşamayı sever. Ladik'te büyükçe bir Çiftlik kurmuş. Bazen dost meclisleri tertip edip Çiftlikteki huzurunu eşiyle dostuyla paylaşıyor.

Hafta içi beni aradı, bizim Rumeli camiasından dostlarını çiftliğinde misafir edeceğini söyledi, sağ olsun beni de dost meclisine davet etti.

Çiftlik, Ladik yolundan biraz içerde kalıyor. Bulabilmem için bana konum attı. Ancak doğrusunu isterseniz navigasyondan ziyade bir davul iki zurna geleneksel Rumeli orkestrasının Ladik yaylasını inleten ezgileri sayesinde adresi bulabildim.

Etli kazan pilavı, taş gibi koyun yoğurdu ve lokma tatlısı eşliğinde bizim Zurnacı Oktay'ı dinledik.

Uzun zamandır görmediğim dostlarla sohbet etme olanağı bulduk.

Balkan Baba İzzet Abi, Erdoğan Özoral, Sezai Onaran gibi Samsun Mübadele ve Balkan Türkleri derneklerinin eski başkanları oradaydı. Sadece Samsun merkezden değil, Kavaklı, Havzalı, Alaçamlı, Bafralı, Tekkeköylü çok sayıda mübadil, gürül gürül yanan sobanın başında bolca muhabbet ettik.

Aramızda sevgili İbrahim Akdoğan gibi mübadil dostu arkadaşlarımız da vardı.

Zafer Özata oldum olası iyi bir insandır. Paylaşmayı sever. Çiftlik hayatı onu daha da gençleştirmiş. Nazarımız değmesin, Allah sağlık ve bereketli bir ömür nasip etsin.

*

Dedim ya, mübadiller geldikleri memlekete benzer.

Bir yanları bal gibi tatlı, öbür yanları kan gibi acı!

Onun için bir mübadile "nasılsın" diye sorulduğunda lafa önce "hep aynı be ya!" diye başlar.

Sonra da ilave eder: "Memleket gibiyiz be aganın!"

Memleket gibi! Bazen tatlı, bazen acı.

EN ÇOK OKUNAN HABERLER