TBMM Başkanı Kurtulmuş, İkinci Balkanlar Türk Üniversiteleri Çalıştayı'na katıldı

TBMM Başkanı Kurtulmuş, İkinci Balkanlar Türk Üniversiteleri Çalıştayı'na katıldı

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Bosna Hersek'te İkinci Balkanlar Türk Üniversiteleri Çalıştayı'na katıldı.


TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'da, Uluslararası Saraybosna Üniversitesi (IUS) Senato Salonu'nda düzenlenen İkinci Balkanlar Türk Üniversiteleri Çalıştayı'na katıldı. Kurtulmuş, çalıştayın açılışında yaptığı konuşmada, Balkan coğrafyasıyla Türkiye'nin arasında tarihi, köklü ve kültürel bağlar bulunduğunu, Türkiye'nin Balkanlardaki her gelişmeyi yakından takip ettiğini belirtti.
Uluslararası Saraybosna Üniversitesini, Uluslararası Balkan Üniversitesini ve Uluslararası Tiran Üniversitesini kurulduğundan beri takip ettiğini bildiren Kurtulmuş, bu üniversitelerin yakın çalışma ve akademik işbirliği yapmasının Türkiye'nin Balkanlardaki etkisinin artması ve Balkan halklarının ve gençlerinin geleceği için de önemli olduğunu belirtti.
Kurtulmuş, Balkanlar Türk Üniversiteleri Çalıştayı'nın ilkinin geçen yıl Üsküp'te, bu yıl Saraybosna'da, gelecek sene ise Arnavutluk'un başkenti Tiran'da düzenleneceğini bildirerek, bu toplantıların çok önemli etkilerinin olacağını gördüklerini vurguladı.

'Balkanlarda birliği temin etmemiz gerekir'
Bu üniversitelerin Balkan coğrafyalarının istikrarındaki önemine dikkati çeken Kurtulmuş, 'Balkanlarda birliği, mümkün olduğu kadar ortak hedefler etrafında toparlanmayı temin etmemiz gerekir. Buradaki halkların birbirlerine karşı düşmanlığı inanın ki bölge halklarının hiçbirisinin lehine değil, bölge üzerinden kendi menfaatlerini devşirmek isteyen uluslararası güçlerin ekmeğine yağ süren gelişmeler olur. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da büyük bir dikkatle, titizlikle buradaki bütün farklılıkları bilerek ama bütün bu farklı etnik ve dini kimliklere karşı Türkiye olarak bir dostluk, bir komşuluk, bir yakınlık ilişkisini sürdürmeye gayret ediyoruz' dedi.
'Daha fazla parçalanma, daha fazla bölünme, daha fazla inisiyatifsiz hale getirme' gibi, bölge ülkelerinin kendi aralarındaki çatışmalarla uzun yıllarını heba etmeleri projesinin emperyal yeni bir proje olarak ortaya konulduğunu dile getiren Kurtulmuş, bunun önüne geçmenin yolunun eğitim, kültür, ticaret alanında iş birliğinden geçtiğini belirtti.

'Bu katliamları, bu soykırımları yapanlar ne kadar suçluysa, buna destek verenler de en az onlar kadar suçludur'
Dünyanın farklı noktalarındaki olaylar karşısında çifte standartlı bakış açılarının bulunduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, Gazze'de şimdi bir katliam ve soykırım yaşandığını belirterek, 'Gazze'deki insanları 'insan' kabul etmeyen, çocuklar ve yaşlılar arasında hiyerarşi yapan, 'O olursa iyi, bu olursa kötü' diye gören, insanların ölüleri üzerinden bile ayrımcılık yapan iki yüzlü, çifte standartlı sahtekar bir anlayış var. Kafa aynı. Şu çok açıktır. Bu katliamları, bu soykırımları yapanlar ne kadar suçluysa, buna destek verenler de en az onlar kadar suçludur, buna seyirci kalanlar da onlar kadar suçludur' dedi.

'Muazzam bir lobicilik ve propaganda faaliyeti gerçekleştiriyorlar'
Zalimlerin medya gücünü kullanarak zulümlerinin üstünü örttüğünü belirten Kurtulmuş, 'Burada bizim bundan sonraki barış perspektifimiz bakımından mutlaka bir insanlık cephesini açmaya gayret etmemiz lazım. Öyle anlaşılıyor ki zalimlerin muhatap aldıkları kitleler değişiyor, zalimlerin zalimlikleri, yöntemleri değişmiyor. Dün bu zulmü yapanlar yine ellerindeki üstün medya gücünü kullanarak zulümlerini örtüyorlardı, bugün de örtüyorlar. Dün birtakım devletlerin savaş gücünü kullanıyorlardı bugün de aynı şeyi yapıyorlar. Muazzam bir lobicilik ve propaganda faaliyeti gerçekleştiriyorlar. Ama bunun karşısında dün de bugün de sayıları çok olmasa da insanlık adına karşı çıkabilen hakikaten şahsiyetli, onurlu insanlar var. Onların hepsini de saygıyla takdir ediyoruz' dedi.

'Herkes burada bir imtihana tabi tutuluyor'
Kurtulmuş, 'Yani herkes burada bir hesap veriyor, herkes burada bir imtihana tabi tutuluyor. Ümit ederim ki bu anlamda bölgesel ve küresel barışın, istikrarın sağlanması bakımından samimi olarak insanların hepsini yaradılışta eş olarak gören bir anlayışla, bir insanlık cephesi açmak ve bunu tahkim etmek mümkün olur' ifadelerini kullandı.