Sinop'un Erfelek ilçesinde bir girişimci atıl durumda olan cezaevi binasında solucan gübresi üretimine başladı. Eskiden mahkumların yattığı koğuşlar üretim merkezlerine dönüşürken atıl bina ise ekonomiye kazandırıldı. Üretim için cezaevinin seçilmesi ilk anda şaşırtsa da sebebini duyanlar takdir etti.
Erfelek ilçesinde yaşayanSelman Yiğit, av doğa rehberliğiyle uğraşıyor. İşi esnasında doğayla içi içe olan Yiğit, bölgede organik gübreye olan ihtiyacı fark etti. Harekete geçerek solucan gübresi üzerine araştırmalara başlayan Yiğit, çevrede üretim yapabileceği en iyi yerin atıl durumdaki cezaevi olduğunu fark etti.
2002 yılında kapatılan cezaevi o günden bu yana geçen yıllarda kullanılamaz bir haldeydi. Projesini yetkililere anlatan Selman Yiğit cezaevini kiralayarak içerisini temizleyip düzenledi ve organik gübre üretimine başladı. Mahkum koğuşları üretim merkezleri oldu. 500 bin solucanla başlayıp kısa sürede bunu artıran Yiğit yaptığı üretime alıcı bulmakta da zorlanmadı. Yiğit, cezaevi duvarlarının kalın olması nedeniyle üretimde gerekli şartları da çok daha kolay sağladığını belirti.
Av doğa rehberliğine de devam eden Yiğit gelen turistlere eko turizm kapsamında solucan gübresi ürettiği cezaevini de gezdiriyor. Üretimi anlatarak yaygınlaştırmak istediğini belirten Yiğit, amacının solucan gübresi üretip çok para kazanmaktan ziyade, kimyasal gübrenin toprağa verdiği zararın telefi edilmesi için organik gübre kullanımı konusunda bilinçlendirmek olduğunu belirtiyor.
Solucan gübresi üretmeye nasıl karar verdiğini anlatan Selman Yiğit, “Ben bölgede av doğa rehberliğiyle uğraşıyorum. Bununla uğraştığım esnada da bölgeyle iç içeyim. Doğaya hem bir faydamız olsun hem de eksiklikleri nelerdir diye düşündüğümüzde herkesin zikrettiği organik tarım adı altında birçok faaliyet var. Biz ‘bu nasıl olabilir’ dedik. Baktık ki organik gübre üretmemiz gerekiyor. Hem topraklarımızda yıllarca kullanılmış olan kimyasal gübrenin zararlarını azaltmak hem de ‘kimyasal gübre kullanmadan da üretim ve tarım faaliyeti yapılabileceğini ispatlamak için bir çalışma başlattık” dedi.
Üretim için cezaevini seçmesiyle ilgiliyse şunları söyledi:
"Solucan gübresinden haberdar olunca biraz araştırma yaptık. Bunun için özel bir yer olması lazım. Isı yalıtımı, nem gibi bazı sabit olması gerek durumlar var. Bölgemizde atıl vaziyette şu an kapanmış bir taşra cezaevimiz vardı. Devletimiz sağ olsun kendilerine projemizi sunduk. Onlar da kabul ettiler ve kiralayarak şu anda Erfelek Cezaevi’nde organik gübre üretimi yapıyoruz. Cezaevi içerisinde koğuşlar var. Koğuş duvarları 50 santimetrenin üzerinde. Bu da bizim ısı yalıtımımızı ve ortamda sabit tutmamız gereken değerleri en iyi sabitleyeceğimiz bir yer. O amaçla burayı seçtik."
İnsanların ilk anda şaşırdığı dile getiren Yiğit, “Her yerde solucan gübresi üretebiliriz” diye de ekliyor. Solucan gübresinin kuraklığa karşı bir duruş olduğunu şöyle anlatıyor:
"Bölgemizdeki en büyük sıkıntılardan bir tanesi kuraklık sıkıntısı. Önümüzdeki yıllarda çiftçilerimiz ve bu işle uğraşanlar büyük sıkıntı içerisine girecekler. Yaptığımız araştırmalara göre topraklarımızdaki organik madde miktarını yükseltirsek, aslında vatandaşlarımızı da bu sıkıntısından biraz olsun kurtarmış olacağız. Hem kimyasal kullanmayacağız, hem değerli ürünler elde edeceğiz, hem de sağlıklı bitkilerimiz olacak."