KAPAT

'Yüksel Yıldırım İle Thomas Reis Arasındaki On Fark'

Samsun'un usta kalemi Akın Üner, yaşadığımız kentin nabzını Samsun Son Haber'de tutuyor

YÜKSEL YILDIRIM İLE THOMAS REIS ARASINDAKİ ON FARK

Eskiden gazetelerin bulmaca sayfalarında çok rastlardık, şimdilerde sosyal medyaya taşındı: İki resim arasındaki on farkı bulun denirdi.

Alırdık elimize kağıdı, birbirine tıpatıp benzeyen iki resim arasında ayrıntılara saklanmış küçük farkları bulmaya çalışırdık.

Sezona harika bir giriş yapan Samsunspor, bu başarının mimarı olarak Türk Futboluna iki figürü servis etti.

Bunlardan birinci Alman teknik adam Thomas Reis idi.

Diğeri ise benim çok sevdiğim bir çizgi roman kahramanına benzeterek "Varyemez Amca" diye isimlendirdiğim Başkan Yüksel Yıldırım.

İkisinin resmini yanyana koyup "arasındaki on farkı bulun" diye yazsam, on değil yüz fark bulabilirsiniz.

Mesela Thomas Reis'in beyazlamaya başlamış olsa da saçı bıyığı yerinde. Yüksel Başkan ise ?ben misali saç fakiri!

Velakin ben iki mümtaz Samsunsporlu'nun dış görünüşlerine bakılarak yazılacak farklardan bahsetmiyorum.

Tam tersine, Samsunspor'un sezon başındaki Türk futbol kamuoyunu şaşırtan başarılarının arkasındaki iki güçlü ismin üslupları, söylemleri ve tarzları arasındaki farklara dikkat çekmek istiyorum.

Thomas Reis'ten başlayacak olursak, onu iki Türk atasözü ile tarif etmek mümkün:

Ayinesi iştir kimsenin lafa bakılmaz!

Yoğurdu üfleyerek yiyeceksin!

Yanisi şu: Thomas Reis, çok konuşmayı sevmiyor, temkini elden bırakmıyor.

Sadece zorunlu hallerde medyanın önüne çıkıp kısa bir değerlendirmeden sonra oyuncularına ve taraftara teşekkür ediyor. Ardından klasik sözünü ekleyerek konuşmasını bitiriyor: Hedefimiz ligde kalmak!

Yüksel Başkan ise tamamen tersine bir karaktere sahip! Mikrofon uzatılınca konuşmayı seviyor, bunu yaptığı işin bir parçası olarak görüyor. Reklamın kötüsü olmaz mantığıyla laflıyor.

Thomas Hoca'ya ayıp olmasın diye şimdilik söylemiyor ama Fenerbahçe maçından 3 puan çıkartırsak "Bundan sonra hedefimiz Avrupa Kupaları" cümlesini kuracağına kalıbımı basarım.

Samsunspor taraftarları, Yüksel Başkan'ın ulusal medyaya çıkıp "Benim ikinci takımım Galatasaray, Türkiye'nin en büyük takımlarından birisi Fenerbahçe, Trabzonspor rakibimiz olabilir aynı zamanda kardeşimiz, Beşiktaş'a yenilmemiz normal" gibi laflar etmesine haklı olarak kızıyor.

Ancak Sayın Başkanın bu lafları ederken maksadının ulusal medyada görünürlüğünü arttırıp başındaki büyük Holding'in iş dünyasındaki tanınırlığını yukarı çekmek olduğunu görmek lazım.

Samsunspor'a milyonlarca euro yatırım yapmasının amacı futboldan para kazanmak değil. Bilakis kişisel ve kurumsal PR çalışması yaparken bir hobi olarak Samsunspor başkanlığını yürütüyor.

Ayıp değil ki! Bırakın Yüksel Başkan Samsunspor başkanlığının keyfini çıkartsın. Ulusal medyaya ettiği laflara takılmayın.

Görün bakın: Vakti geldiğinde Samsunspor'un Avrupa'da başarılar elde eden bir takım olması için ne gerekiyorsa yapacaktır.

Çünkü sahibi olduğu Yılport şirketi, uluslararası işler yapıyor. Avrupa'da başarılı bir Samsunspor, dünya çapında reklam yapmak için harika bir yöntem.

Samsun'da Yüksel Başkan, İstanbul'da Yüksel Patron, Edirne'nin ötesinde Boss Robert!

Ben şahsen bundan gayet memnunum. Bu Samsunsporlular için bir "kazan kazan" ilişkisi.

Yoksa "win win" mi demeliydim?

Sevgiyle kalın efendim.

akın üner samsunun nabzı samsunda gündem yüksel yıldırım thomas reis samsun haber
Kamu yararı siyasetin çıkarları ile daima çatışmıştır
Samsun'da fırtına uyarısı
Bafra'da 17 yıl hapis cezası bulunan firari tutuklandı