BİZDEN SÖYLEMESİ

İyi oynadığımız. İyi mücadele ettiğimiz. Rakiplerin kötü performans sergilediği bir turnuva da yarı final, belki de final şansımızı çok üzücü bir şekilde kaybettik. Elbette genç kadromuz ile çeyrek final oynamak küçümsenecek de bir durum değil.

Gelinen bu noktayı dört temel başlık da ele alarak, görüşlerimi ifade edeceğim.

Birincisi UEFA'nın Merih Demiral konusunda saçma sapan bir karar vermesi.

İkincisi bu kadar üst düzey bir turnuvada çok net hakem hataları.

Üçüncüsü Montella'nın yerinde ve zamanında değişiklikleri yapmayarak emekleri heba etmesi ve tarihi büyük fırsatı kaçırmamız.

Dördüncü ise Türk futbolun da çok iyi bir jenerasyon geliyor olması.

Çeyrek final maçı öncesi, UEFA'nın Merih Demiral'a verdiği iki maç men cezası kesinlikle kabul edilebilir değil. Güya Bozkurt hareketini ırkçılık olarak nitelemişler. Biz Türkler için Bozkurt işareti, binlerce yıl öncesinden ta Ergenekon destanın dan günümüze kadar gelmiş bir semboldür. Fransızlar için Horoz. İspanyollar için Boğa. İngilizler için Arslan. Almanlar için Kartal vb.

Bu aşamada....

Ey UEFA Alman futbolcu kartal hareketi yapsa, İspanyol futbolcu Boğa hareketi yapsa aynı cezayı verecek miydiniz. Elbette ki hayır.
Asıl ırkçılar Bozkurt işaretini şikayet edenler ile bu kararı alan UEFA'nın yetkilileridir. Hepinize yazıklar olsun.

Bu karar sonrası Merih Demiral, sarı kart cezalı İsmail Yüksek ve Orkun Kökçü'den yoksun bir kadro ile sahaya çıktık.

Esasında bu durumun futbolcularımızın üzerinde daha hırs ve daha motive olmasına neden olacağını tahmin ediyordum. Aynen maç da bu şekilde başlamıştı. 35. dakikada 1-0 öne de geçmiştik.

UEFA'dan sonra bu sefer sahneye maçın hakemi çıktı.

30. dakika da Simons'un Mert Müldür'e yaptığı taban faul hareketine direk kırmızı kart çıkması gerekirken, hakem sarı kart ile geçiştirdi. Var dan kırmızı kart vermesini beklerken Var'a bile gidilmedi. Bu kadar üst düzey bir maç da böyle bir hakem hatası kabul edilebilir değil. Benzer bir pozisyon 80. dakikada Samet Akaydın"a yapılan faul de yine kırmız kart olması gerekiyordu. Saha da takdir haklarını sürekli Hollanda dan yana kullanan bir hakem vardı. Yazıklar olsun.

Hem UEFA hem Hakem ile üstün bir şekilde mücadele eden futbolcu kardeşlerimizin karşısına bu sefer Montella çıktı. Geride olan rakip takımın yoğun atakları karşısında, yorulan futbolcularımızın ön tarafta topu tutamadığını ve orta saha da direncinin kırıldığını milyonlar görmesine rağmen Montella zamanında göremedi. 60- 70 dakikalar arasında Kenan yerine Kerem'i, Salih yerine ise Okay'ı oyuna alarak direnci arttırması ve oyunu dengelemesi beklenen Montella kenarda seyretmeye devam etti.

Montella ne zamana kadar seyretmeye devam etti. Hollanda 70. dakikada durumu 1-1'e, 76. dakikada durumu 2-1'e getirene kadar ve Holllanda Teknik Direktörü Ronald Koeman 73. dakikada 2 tane birden değişiklik yapıyor, oyuna ağırlığını koyuyor, Montella ise hala seyretmeye devam ediyordu. Aklı başına gelen Montella çok çok gecikmeli olarak da olsa, gerekli değişiklikleri yaptığında nasıl atak yaptığımızı, nasıl oyunu dengeleyerek, rakipi kendi sahasına hapis ettiğimizi hep birlikte gördük.

Montella bu değişiklikleri, golleri yemeden önce zamanında yapsa idi kesinlikle yarı final oynardık.

Çok yazık oldu. Ah Montella Ah....

Hem saha da oynayan, hem kenarda o hırslı görüntüyü sergileyen tüm futbolcu kardeşlerimizi, Bozkurtları gönülden tebrik ediyorum.

Türk futbolun da yeni çok güçlü bir jenerasyon geliyor. Bu jenerasyonun doğru yönetilmesi için ve heba edilmemesi için neler gerekli.

TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi ve ekibinin tamamı Türk futbolundan elini ayağını çekmesi lazım. Hollanda maçında Bilal Erdoğan'ın omuzuna inatla kolunu atarak sevinç gösterileri hiç bir şeyin değişmediğini, tarzınızı ve duruşunuzu bir kez daha Türk milletine göstermiş oldunuz.

Artık Türk futbolunda liyakatli yöneticilerin görev alması gerekli. İşte bu liyakat örneğine bir aday varmı. Var. İsmail Uyanık. Tüm futbol camiasının İsmail Uyanık etrafında birleşmesi gerekmektedir.

Montella'mı elbette yollar ayrılmalı. Daha kariyerli, bu büyük organizasyonları kaldırabilecek yeni bir Teknik Direktör olmalı.

Eğer bunlar olmaz ise Türk Futbolunun yeni jenerasyonuna yazık edersiniz.

Bizden söylemesi.

Sağlıcakla Kalın.